Kayseri’de kadınlar tarafından yaptırılan şifahane, medrese, hamam ve cami gibi vakıf eserleri yüzyıllardır insanlığa hizmet veriyor.
Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde kadınların yaptırdığı vakıf eserlerine ev sahipliği yapan Kayseri’de eserlerden bazıları günümüze ulaşamasa da özellikle 1205 yılında Gevher Nesibe ve 1237 yılında Hunad Hatun tarafından yaptırılan eserler kentin sosyal hayatına katkı sağlıyor.
Dünyadaki ilk tıp fakültelerinden biri olarak bilinen, akıl hastalarının müzik ve suyla tedavi edildiği Gevher Nesibe Şifahanesi çeşitli etkinliklere ve sergilere ev sahipliği yaparken, Hunat Hatun Medresesi ise hediyelik eşya yapan ustaları çatısı altında ağırlıyor.
Gevher Nesibe Şifahanesi’nin medrese kısmı Selçuklu Müzesi olarak hizmet verirken, aynı zamanda ebru ve hat sanatı eserlerin sergileri de burada yapılıyor.
Kültür sanat merkezi olarak kullanılan Hunat Hatun Medresesi’ndeki odalarda hüsnü hat, tesbih, çini, tezhip, ney, ebru, sahaf, kaligrafi, takı tasarım gibi alanlarda hediyelik eserler yapılıyor.
Kayseri Vakıflar Bölge Müdürü Murat Seçilir, AA muhabirine, hem Selçuklu hem de Osmanlı Devleti zamanında kentte kadınlar tarafından çok sayıda vakıf kurulduğunu, bunların arasında en bilinenin 1. Alaeddin Keykubad’ın eşi Hunad Hatun tarafından yaptırılan medrese, cami ve hamamın yer aldığı külliye olduğunu söyledi.
Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Gıyaseddin Keyhusrev’in kız kardeşi olan Gevher Nesibe tarafından yaptırılan şifahane ve medresenin hikayesini anlatan Seçilir, “Gevher Nesibe Sultan, bir komutana aşık olur. Ağabeyi onay vermez, evliliklerini istemez. Komutanı dönülmeyecek bir sefere yollar. Gevher Nesibe Hatun, komutan öldükten sonra ince hastalığa yakalanır. O hastalığına istinaden bu şifahanenin yapılmasını ister ağabeyinden.” diye konuştu.
Seçilir, aynı zamanda Eretna Beyliği’nin kurucusu Alaeddin Eretna’nın eşi Suli Hatun tarafından yaptırılan Köşk Medrese içinde yer alan kümbetin de aradan geçen yıllara rağmen ayakta olduğunu dile getirdi.
“Vakfiye şartlarında yazanları yerine getirmeye çalışıyoruz”
Vakıf hisseleri var olan ancak vakfiyeleri Moğol istilasından dolayı günümüze ulaşamayan vakıfların şartları arasında kadınların okutulması, okuyanlara burs verilmesi, yetim ve öksüzün korunması gibi maddelerin yer aldığını anlatan Seçilir, şunları kaydetti:
“Ne ihtiyaç varsa onu vakfiye şartlarında yazmışlar ve yapmışlar. Biz de şimdi görevimiz gereği Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak bu vakıflara sahip çıkıyoruz. Vakfiye şartlarında yazanları yerine getirmeye çalışıyoruz. Burslar, yetim, öksüzlere, engellilere maaşlar veriyoruz. İaşe paketlerimiz var, onları dağıtıyoruz. Ramazanın gölgesi düştü üzerimize. Ramazanda 81 vilayetimizde 30’ar gün ramazan vakıf sofraları kuracağız.”